Yine sokaklardayız!
25.11.2018
14:00
Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Nilüfer Belediyesi’nin “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”nde ‘Bağır herkes duysun, erkek şiddeti son bulsun!’ sloganıyla düzenlediği yürüyüşte, kadınlar şiddetin son bulması için ses çıkardılar. Nilüfer Kent Konseyi önünden başlayan yürüyüşte, Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay, Nilüfer Belediyesi Meclis Üyeleri ve Nilüfer’deki kadın dernekleri de yer aldı. “Sessiz kalma”, “Ayşe, Fatma, Hayriye, haydi mücadeleye”, “Susmadık susmayacağız”, “Kadınlar şiddete uğruyor, devlet uyuyor”, “Haklı şiddet yoktur”, “Adaletsizliğe itirazımız var” yazılı dövizler taşıyan kadınlar, Üç Fidan Parkı’na kadar yürüdüler. Yürüyüşün ardından, Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Cevriye Coşkun Kayış, Üç Fidan Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Her gün binlerce kadının taciz, tecavüz ve şiddete maruz kaldığını kaydeden Kayış, “Her yanımızı saran, gündeliğimiz, normalimiz haline gelen/getirilen erkek şiddetine alışmıyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz!’ diyerek tüm kadınların tepkisini dile getirdi. Basın açıklamasının ardından, Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü'nden Sosyolog Merve Yalçınkaya ile Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Atölyesi ve Bursa Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Nazlı Ceren Şendoğan ile Gerçekler ve Mitler Atölyesi gerçekleşti. Etkinlik sonunda Nilüfer Kent Konseyi Genel Sektreteri Elvan Atay ve Genel Sekreter Yardımcısı Elif Yuvayapan, değerli katkılarından dolayı Merve Yalçınkaya ve Nazlı Ceren Şendoğan'a teşekkür ettiler.

BASINA VE KAMUOYUNA;

Yine sokaklarda, yine meydanlardayız..

Bugün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü. Bugün, 25 Kasım 1960 tarihinde Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Mirabel kardeşlerin tecavüz edilip yakılmalarının yıl dönümü. Demokrasi ve özgürlük savunucusu bu üç kız kardeşin onurlu mücadelelerini anma ve kadına yönelik yapılan her tür şiddetle mücadele etme günüdür.
Her yıl tüm dünyada anılan bu günde, biz de Nilüfer'i turuncuya boyuyoruz.

Mücadele eden, birbirinin hayatına dokunan, kendi hayatını, birbirinin hayatını değiştiren, birbirinden öğrenen, güç alan kadınlarız. Ve elbette yaşadığımız ülkeyi, kadınların ve tüm insanların eşit ve özgür olduğu, herkesin insanca yaşadığı bağımsız, özgür, laik bir ülkeye dönüştürmek için mücadele ediyoruz. Bu mücadelede de en büyük güç, birbirimizle kuracağımız dayanışma, yan yana olmak, yalnız olmadığımızı bilmektir.

Kadın özgürlüğü ve eşitliğinden bahsediyorsak kadına yönelik her türlü erkek şiddeti ile; duygusal, cinsel, sözel, fiziksel, ekonomik şiddetle mücadele ise olmazsa olmazımız. Çocuğa, doğaya, hayvana yönelik yapılan tüm şiddet eylemlerinin karşısındayız!

Geçtiğimiz Ekim ayında erkekler, 20 kadını ve iki çocuğu öldürdü; dört kadına tecavüz etti; yedi kadını taciz etti, en az  93 kadına zorla seks işçiliği yaptırdı; 27 kız çocuğuna ve bir oğlan çocuğa cinsel istismarda bulundu.

Erkekler 2018’in ilk on ayından beri ise, en az 336 kadın ve 12 çocuk öldürdü; 54 kadına tecavüz etti; 169 kadını taciz etti; 468 kadına zorla seks işçiliği yaptırdı; 306 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu; 341 kadını yaraladı.

Toplum ve devlet marifetiyle beslenen erkeklik, yüzlerce kadının hayatını mahvetmeye, yaşam hakkını elinden almaya devam ediyor! Ama ne yaparlarsa yapsınlar, biz asla yaşamlarımızı savunmaktan, ‘bir kişi daha eksilmeyeceğiz’ diye haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz!

Tüm bunların karşısında, kadın dayanışması sayesinde hayatı kurtulan, şiddetten uzaklaştırılan yüzlerce kadından da bahsetmek gerekir. Kadın dayanışması yaşatır. Dayanışma esastır. Tüm baskılara, zulme, şiddete, emek hırsızlığına rağmen; burada, bir aradayız.

Son zamanlarda yine biz kadınların elinden alınmaya çalışılan yoksulluk nafakası hakkı kadını iyice güvencesizleştirme gayesi taşıyor. Kamuoyunda erkek yanlısı haberlerle, erkeklerin mağdur edildiği algısı yaratılmaya çalışılıyor. Halbuki geçirilmeye çalışılan bu yasa tasarısı ile kadının eve, mutsuz olduğu evliliğe mahkum edilmesi amaçlanıyor. Sonucunda sadece kadını ve çocuğu mağdur edecek olan bu yasa tasarısını asla kabul etmiyoruz! Gittikçe artan kriz koşullarında en ağır fatura yine kadınlara kesiliyor. Eşit işe eşit ücret diye çıktığımız yolda, kriz bahanesiyle ilk işten çıkarılan kadınlar oluyor. Herkes bilsin ki; suskun, yalnız çaresiz değiliz! Kadının emeğini görünmez kılan bu bozuk sisteme karşı çıkıyoruz!  Haklarımızdan vazgeçmiyoruz! Zafer direnen kadınların olacaktır!


Birkaç gün önce, 20 Kasım’da Dünya Çocuk Hakları Günü’nü kutladığımız çocuklarımız, devlet ve erkek şiddetinin baş mağdurlarından. Bu öfke, içimizi aşıyor, bu öfke göğe çıkıyor!

Çocuk yaşta istismara uğrayan, evlendirilen, hamile bırakılan, okuma hakkı elinden alınan tüm çocuklar için kanımızın son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğiz. Biz öyle biliriz ki, yaşamak berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır!

Çocuklarımız, hayatlarımız ve haklarımız için yılmadan direneceğiz!

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, savaşa, militarizme, ırkçılığa ve milliyetçiliğe, faşizme karşı kadın dayanışmasını örüyor, sesimizi yükseltiyoruz.

Her yanımızı saran, gündeliğimiz, normalimiz haline gelen/getirilen erkek şiddetine alışmıyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz!

Kadınlar öldürülmeyinceye, çocukların gözünden bir damla yaş süzülmeyinceye, trans, biseksüel, lezbiyen kadınlar ayrımcılığa uğramayıncaya, tüm mülteci kadınların yurdu, dünya oluncaya kadar mücadeleye devam!

Biz hakkımız olanı; eşitliği, özgürlüğü, adaleti istiyoruz! Bunu sağlayana dek sokaklarda ve meydanlarda olmaya devam!

Yaşasın kadın dayanışması!
Sosyal Medya’ da bize katılmayı unutmayın !
Nilüferli olmanın ayrıcalığını yaşamak, etkinliklerimizden haberdar olmak ve üyemiz olmak isterseniz lütfen e-posta adresinizi yazınız…