5-6 Ocak tarihlerinde ev sahipliği yaptığımız Türkiye Kent Konseyleri Platformu 25. Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi;
TKKP 25. Genel Kurul Toplantısında, Ekonomist Mustafa Sönmez, Kooperatifler Avrupa Yönetim Kurulu Üyesi OR-KOOP Eğitim, Araştırma ve Dış İlişkiler Koordinatörü Ünal Örnek ve Prof. Dr. Aylin Çiğdem Köne’nin katılımı ile “Ekonomi ve Yerel Yönetimler”, “Ekonomik Krizden Çıkış Yollarından Biri Olarak Kooperatifçilik Modeli” konu başlıkları ele alınmış olup, aşağıdaki hususlara dikkat çekilmiştir;
Yaşanan ekonomik kriz dış kaynaklı olmayıp, iktidarın uyguladığı dış borçlanmaya dayalı yanlış politikalar sonucunda ortaya çıkmış “ev yapımı” bir krizdir. Dış borç ekonomik bir enstrümandır ve Çin örneğinde olduğu gibi ihracata yönelik yatırımlarda kullanılması durumunda büyük bir avantaja dönüşebilir. Ancak son 17 yıldır dış borcun inşaat sektörü, mega projeler ve partiye bağlı sosyal yardım gibi iç tüketimde kullanılması, ekonominin rotasını istikrarsızlığa çevirmiştir. Bu da ülkemizi dış borcun tekrar dış borç ile kapatılması gibi son derece tehlikeli bir çıkmaza sürükleyecek olup, 2001 krizinde olduğu gibi yeniden uluslararası finans kaynaklarının ekonomik yaptırımlarına kapı aralayacaktır. Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi durumunda muhtemeldir ki, hem merkezi hükümetin hem de yerel yönetimlerin gelirlerini arttırıp harcamalarını kısmaları gerekecektir. Yerel yönetimler açısından bu durum, kamu hizmetlerinde fiyat artışı, belediye vergilerinin arttırılması ve personel giderlerinde tasarrufa gidilmesi anlamına gelecektir.
Krizden çıkış yolu aranırken bugün ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde yaşanan krizlerin neo-liberal politikaların bir sonucu olduğu unutulmamalıdır. Piyasa ekonomisini dünyaya dayatan ABD ve İngiltere’de dahi piyasa modelinin her yönüyle uygulanması sonucunda refah ve gelir dağılımında ciddi sorunlar yaşandığı görülmüştür. Neo-liberal politikalar, iki ülke başta olmak üzere uygulandığı her yerde, toplam nüfusun büyük bir kısmını ayrıcalıklı azınlığın insafına terk etmiştir. Örneğin ABD’de en zenginlerin (en üst yüzde bir), ortalama gelirleri sürekli olarak artarken, en alt yüzde 90’ın geliri sabit kalmıştır. Öte yandan piyasa ekonomisi, kârlı görülmediği için sosyal hizmetlerin sağlanmasında başarısız olmuştur.
Piyasa ekonomisinin başarısızlıkları, halkın ekonomiye nasıl dâhil edilebileceği noktasında insanları arayışa itmiştir. Bu nedenledir ki, ekonomik darboğaz dönemlerinde dayanışmacı ekonomi modeli ön plana çıkmış ve kooperatifler çözüm olarak görülmüştür. Dünyada ve ülkemizde kooperatifçiliğin son derece başarılı örnekleri mevcut olup, sayıları gün geçtikçe artmaktadır. BM, 2012 yılını kooperatifçilik yılı ilan ederken, ABD’de son on yılda işçi kooperatiflerinin sayısı iki katına çıkmıştır. Bu bağlamda zor zamanlarda hatırlanan kooperatifçilik, içinde bulunduğumuz kriz döneminde yol gösterici bir çözüm olabilir.
Bu tespitlerin ışığında TKKP Genel Kurulu, dış borçlanma yerine öz kaynaklarımıza dayalı alternatif yöntemlerin önemine dikkat çekerek aşağıdaki önerileri başta iktidar olmak üzere, konseylerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının, yerel yönetimlerin ve tüm kamuoyunun dikkatine sunmaktadır;
1-Ekonomik büyüme dış borç ve sıcak para ile değil, öz kaynaklarla sağlanmalıdır.
2-Dayanışmacı ekonomi modeline yeniden geri dönülmeli, kooperatiflerin yanı sıra üretici ve tüketici birlikleri teşvik edilmelidir.
3-Üretim ve ihracata yönelik yatırımlar ekonomik büyümenin merkezine alınmalıdır.
4-Neo-liberal politikaların yol açtığı gelir dağılımı adaletsizliğinin ve işsizliğin önüne geçilebilmesi için, kooperatifler, üretici ve tüketici birlikleri gibi dayanışmacı ekonomi modelleri iktidar ve yerel yönetimler tarafından teşvik edilmelidir.
5-Yerel seçimler yaklaşırken, halkın yönetime aktif katılımını sağlayan mahalle meclisleri/komiteleri, kent konseyleri aracılığıyla kurulmalı, var olanlar daha aktif ve sistemli bir şekilde çalıştırılmalıdır.
6-Belediye başkan adaylarından konseyleri destekleyeceği, kamusal alanın inşasında ortak akla önem vereceği ve karar süreçlerine halkın katılımını sağlayacağı sözü alınmalıdır.