Bileşeni olduğumuz Bursa Kadın Platformu, ülkemizde bitmeyen kadın cinayetleri ve ortadan kaldırılmaya çalışılan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili Nilüfer Kent Konseyi önünde basın açıklaması yaptı. Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanımız Nergiz Döner`in okuduğu basın açıklaması şu şekilde;

``Bugün yine hayatı karartılmış kadınlar için bir kez daha haykırmak için buradayız!

Muğla`da 5 günlük aramanın sonucunda, kayıp üniversite öğrencisi 27 yaşındaki Pınar Gültekin katledilmiş olarak bulundu. Katilin Cemal Metin Avcı olduğu öğrenildi. Katil, Pınar`ın kendisiyle birlikte olmak isteğini reddetmesi üzerine cinayeti işledi.

Fatma Altınmakas, evli olduğu erkeğin kardeşi tarafından tecavüze uğradı, ardından evli olduğu erkek tarafından öldürüldü.

Fatma’ya tecavüz eden Sinan Altınmakas, `yeterli delil olmaması ve delilleri karartma imkânı olmaması` gerekçesiyle serbest bırakıldı! Kâzım Altınmakas ise kasten öldürme suçundan tutuklanarak cezaevine konuldu.

Özgecan Aslan, Münevver Karabulut, Şule Çet, Ceren Özdemir, Emine Bulut ve daha niceleri. Binlerce kız kardeşimiz. Hikâyelerimiz aynı!

Birlikte olma isteğine hayır dediği için, boşanma talep ettiği veya ayrıldığı için erkekler tarafından acımasızca öldürülen kadınlar. Peki bu cinayetler önlenemez mi ? Erkekler bu cesareti nereden, kimden alıyor?

Öldürülen kadınların hayatını, tercihlerini sorgulayarak katilleri, tecavüzcüleri aklamaya çalışan, emniyetinden, yargı mekanizmalarına ve dahi medyaya kadar her alana gittikçe daha fazla hükmeden, her gün kadınların yaşam güvencesini elinden alan erkek egemen anlayış gücünü iktidardan alıyor. AKP iktidarı adeta kadınların ve çocukların üzerinden siyasi pazarlık yapmakta, yaşam güvencesi olan  yasal haklarına saldırmakta, kadın düşmanı politikaları uygulamak istemektedir.

Soruyoruz, neden bu cinayetlere engel olması gerekenler onun yerine kadına yönelik şiddeti önleyecek yasaları dahi iptal etmeye çalışıyor? Her bir cümleniz kadınlara, çocuklara LGBTİ+lara artan şiddet olarak dönüyor.

Haftalardır, aylardır, yıllardır yasalar uygulansın erkek şiddetine karşı acil önlem planı yapılmalı diyoruz. Kadınların sesinin duyulması için daha kaç kadının ölmesi gerek? Kadın cinayetlerinin suçlusu sadece öldüren erkekler değil, onca uyarımıza rağmen İnfaz Yasası`yla cezaevinden erkekleri salıverirken hiçbir önlem almayan, kadın örgütlerinin karşı çıkışını görmezden gelen yetkililerdir. Her fırsatta kadınların kazanılmış haklarına saldıran, çocuk istismarını meşrulaştıran yasal düzenlemeyi önümüze getiren iktidarın erkek egemen, gerici ve cinsiyetçi politikaları kadınlar ve çocuklar için en büyük tehlike haline gelmiştir.

Biz kadınlar susmayacağız, haklarımıza ve birbirimize sahip çıkacağız! Şiddetsiz ve can güvenliği sağlanmış şekilde insanca yaşamak hakkımızdır!

İstanbul Sözleşmesini karalama hadsizliği gösterenlerin kadına yönelik şiddet ve cinayet davalarında adaletin geciktirilmesi, aile kavramını kadınların tüm yaşamını kuşatıp eve hapsedilmesi olarak görmesi, kreş ve sığınma evlerinin kapatılıp, devletin sosyal sorumluluklarını yerine getirmemesini normalleştiren zihniyetin İstanbul Sözleşmesi’ne saldırmasını asla kabul etmiyoruz!

Birbirimizi savunacağız. Kamusal ve özel alanda pandemi koşullarında erkekliği inşa eden iktidar kurumlarına ve erkekler arası kurulan iş birliğine karşı susmaya hiç niyetimiz yok. Bugünden itibaren kadın mücadelemizden aldığımız güçle kadınların eşit haklara ve özgür iradeye sahip olarak güvenli bir yaşama sahip olması için, yeni bir dünyayı kurmak için adımlarımızı hızlandıracağız!

Yaşasın Kadın Dayanışması``