Bileşeni olduğumuz Bursa Kadın Platformu, Nilüfer Kent Konseyi`nde ``İstanbul Sözleşmesi`ni tartışmaya açanlara sözümüz var. Haklarımız pazarlık konusu değil`` diyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Yeni yasama döneminde de hedefe konması beklenen İstanbul Sözleşmesi`nin uygulanması için kararlı olduğumuzu tekrar dile getirdik.
Açıklama şöyle;
İstanbul Sözleşmesi`ni tartışmaya açanlara sözümüz var. Haklarımız pazarlık konusu değil.
Dün meclis açıldı. Ve biz kadınlar TAKİPTEYİZ! Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeye niyetimiz yok. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız.
Temmuz başında AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un ``Nasıl usulünü yerine getirerek imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır`` diyerek başlattığı ve ardından Erdoğan’ın ``halk istiyorsa kaldırın`` sözüyle gündeme oturan, tarikat ve cemaatlerin kampanyalar yaparak destek olduğu, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma tartışmaları kadınların itirazlarıyla ve mücadelesiyle bir süreliğine ertelenmişti.
Uyarıyoruz. Sözleşmeye alternatif olabilecek ``yerli`` bir sözleşme hazırlama ve basına sızan bilgilere göre Erdoğan’ın ``biraz gündemden düşürün`` uyarısıyla Meclis açıldıktan sonraya bırakıldığı söylenen İstanbul Sözleşmesi`nden çekilme çalışmalarına karşı takipteyiz. Meclisin yeni yasama yılında İstanbul Sözleşmesi`ni tartışmaya açmayı aklınızdan bile geçirmeyin.
Ve göreve çağırıyoruz. Kadına yönelik erkek şiddetine karşı ve İstanbul Sözleşmesi`nin uygulanması ile ilgili çalışmaları TBMM gündemine alın. Meclis`in tüm çalışmalarında, İstanbul Sözleşmesi`nin gerektirdiği ilkeleri hayata geçirin.
Biz kadınlar yaz ayları boyunca ve pandemi koşullarında ``haklarımızdan vazgeçmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi`ni uygula`` diyerek meydanlarda buluştuk. Sadece İstanbul Sözleşmesi`nin iptalinin gündemden kalkmasını değil, sözleşmenin devleti yapmakla yükümlü kıldığı koruma, önleme, kovuşturma, tazminat, çok dilli ve anadilinde destek, eşitlik politikaları geliştirme ve uygulama sorumluluklarının da yerine getirilmesini istiyoruz. Sözleşmeyi, sözleşmenin bazı maddelerini tartışmaya açmanın, ``yeni yol haritaları`` diyerek yapılan planların, kadınları daha fazla şiddete açık hale getirdiğini sadece söylemiyoruz maalesef her gün yaşıyoruz.
İktidar sadece sözleşmeyi tartışmaya açarak değil, şiddet ve cinayet faillerini koruyarak da kadınların giderek güvensiz koşullarda yaşamasına ve erkek şiddetinin artmasına neden oluyor. 18 yaşındaki İpek Er`e tecavüz eden ve intiharına neden olan Uzman Çavuş Musa Orhan kadınların tepkisiyle önce tutuklandı sonra devlet tarafından korunup serbest bırakıldı. İçişleri Bakanı Soylu tecavüzcüyü değil konuyu haber yapıp sosyal medyada gündeme getirenleri tehdit etti. Evinde ölü bulunan Aleyna Çakır`ın cinayet zanlısı Ümitcan Uygun Erdoğan ve Bahçeli`yle verdiği pozları arkasına alıp Süleyman Soylu`ya cinayeti araştıran televizyon programını şikâyet etti. Ümitcan Uygun hala serbest. AKP milletvekili Şirin Ünal`ın evinde ölü bulunan Nadira Kadirova`nın odasında boğuşma olduğuna dair görüntüler birkaç gün önce ortaya çıktı. Nadira`nın dosyası alelacele kapatılmıştı. Ocak ayından bu yana kayıp olan Gülistan Doku`nun en son görüştüğü Dersim`de görevli bir polisin oğlu olan Zainal Abarakov, olayın ardından yurt dışına kaçtı. Gülistan hala bulunamadı. Dersim`de Gülistan`ın ailesinin yaptığı eylemleri engellemek için peş peşe eylem yasakları getiriliyor. Mersin`de polis memuru Fatih Burak Aykul tarafından katledilen Feray Şahin`in dosyası ölümünün üçüncü yılında Yargıtay`a taşındı. Çünkü katil Fatih Burak Aykul bir buçuk yıl hapis yatıp ödül gibi cezayla serbest bırakıldı. Daha üç gün önce Ataşehir`de önceki hafta 20 katlı rezidansın 8`inci katından düşmüş halde bulunan Şeyda Yılmaz`ı kaybettik. Şeyda`nın düştüğü iddia edilen dairenin sahibi olan Muhammed Ada Demir isimli erkek gözaltına alınıp, serbest bırakıldı… Burada adlarını anamadığımız onlarca kadın İstanbul Sözleşmesi tartışmalarının kadınlara karşı düşmanlık haline dönüştüğü günlerde erkekler tarafından katledildi. Sözleşmeye ve haklarımıza saldırının nasıl bir aymazlığa dönüştüğünü görmek için son bir örnek verelim: Sakarya`da, 12 yaşındaki çocuğu istismar ettiği gerekçesiyle tutuklanan tarikat lideri Fatih Nurullah, müritlerine yazdığı mektupta ``İstanbul Sözleşmesi'ndeki beyan esas alınarak, bu durum zuhur etmiştir`` dedi. Çocuk İstismarcısı böyle dedi.
Biz her gün sokaklarda, mahkemelerde erkek şiddetine karşı hayatlarımızı savunuyoruz, katledilen kadınların hesabını soruyoruz. Katillere katil demekten ve ceza almaları için mücadele etmekten vazgeçmiyoruz. Ve bilinsin istiyoruz; Öldürülen her kadının faili aynı zamanda şiddete karşı önleyici tedbirleri almayan, etkin kovuşturma yürütmeyen ve katilleri cezasız bırakan devlettir.
Ülkede kadınların hayatı giderek zorlaşıyor. Pandemi koşullarında kadınların artan bakım yükü, eğitim ve öğretimin bile bir kadın emeği meselesi haline gelmiş olması, ekonomik göstergeler her kötüye gittiği dönemde olduğu gibi artan kadın işsizliği, bu koşullarda kadınların uğradığı ayrımcılık ve şiddet, yaşamlarımızı her zamankinden daha çok zorlaştırıyor. Dahası son yaşanan HDP operasyonunda olduğu gibi politik kadınlar uydurma gerekçelerle sürekli gözaltı ve tutuklamalarla tehdit ediliyor.
Elbette ki ne bu tehditler ne omuzlarımıza yıkılan dünyanın yükü ne de erkek şiddeti bize geri adım attırmıyor. Tek tek ve yan yana gelerek dayanışmamızdan güç alıyoruz. Erkeklere ve yaslandıkları iktidara kafa tutuyoruz.
Bugün bir kez daha Bursa`dan TBMM`ye ve İstanbul Sözleşmesi`ni uygulamakla yükümlü olan bütün kamu kurumlarına sesleniyoruz;
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin tesis edilmesi, devletin istihdamdan eğitime tüm alanlarda gerekli adımları atması, kadınların eşit temsilinin sağlanması için İstanbul Sözleşmesi`ni uygulatacağız!
İşyerlerinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti ve ayrımcılığı önlemek için İstanbul Sözleşmesi`ni uygulatacağız!
Her mahallede ve işyerine kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve 24 saat hizmet verebilecek kreş, etüt merkezi ve çocuk bakım merkezlerinin açılması için İstanbul Sözleşmesi`ni uygulatacağız!
Kadınların aileye hapsolmaması için İstanbul Sözleşmesi`ni uygulatacağız!
Kimsenin ``sığınakta yer yok`` ya da ``karakolda kürtçe bilen yok`` denilerek şiddet gördüğü eve geri gönderilmemesi için İstanbul Sözleşmesi`ni uygulatacağız!
Kimseye cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği dahil hiçbir nedenle ayrımcılık yapılmaması için İstanbul Sözleşmesi`ni uygulatacağız!
6284 sayılı şiddetin önlenmesi yasasının uygulamadaki eksiklerinin giderilmesi için İstanbul Sözleşmesi`ni uygulatacağız!
Cezasızlığın son bulması için, kadının gece sokakta gezmesinin ya da alkollü olmasının ``rıza`` sayılmaması için, kadın katillerinin iyi hal indirimi almaması için İstanbul Sözleşmesi`ni uygulatacağız!
Mülteci, sığınmacı, göçmen bütün kadın ve çocukların şiddete karşı korunması için eşit haklara sahip olması için İstanbul Sözleşmesi`ni uygulatacağız!
Her yanımızı saran cinsel istismar ve şiddet vakalarına etkili müdahale edilmesi için İstanbul Sözleşmesi`ni uygulatacağız!
Kadınların kürtaj gibi temel üreme sağlığı hizmetlerine güvenle erişebilmesi için İstanbul Sözleşmesi`ni uygulatacağız!
Nafaka hakkına, boşanma süreçlerinin zorlaştırılmasına ve zorunlu arabuluculuk uygulamasına, çocuk yaşta evliliklere af getirilmesine; kısacası kadınların ve çocukların kazanılmış haklarına yönelik tüm tartışmalara son verilmesi için İstanbul Sözleşmesi`ni uygulatacağız!
İmza attığınız sözleşmenin yükümlülüklerinden kaçmayın. Sesimize kulak verin. Biz yaz aylarında olduğu gibi bundan sonra da haklarımızı savunmak ve uygulatmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bütün kadınları dayanışmaya ve haklarımız ve hayatlarımız için mücadele etmeye çağırıyoruz.
Bursa Kadın Platformu