“Erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz”
Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Nilüfer Belediyesi’nin “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”nde “Bağır Herkes Duysun Erkek Şiddeti Son Bulsun” sloganıyla düzenlediği yürüyüşte kadınlar şiddetin son bulması için ses çıkardılar.
Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Nilüfer Belediyesi ortaklığında 10 Aralık tarihine kadar “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” kapsamında farkındalığı artıracak etkinlikler düzenlenecek. Bu etkinlikler “Bağır Herkes Duysun Erkek Şiddeti Son Bulsun” sloganıyla düzenlenen yürüyüşle başladı. Nilüfer Kent Konseyi önünde toplanan kalabalık grup Nilüfer Kadın Korosu’nun şarkılarının ardından yürüyüşüne başladı. Çok sayıda kadının katıldığı yürüyüşte Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Seden Bozbey, Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay, Nilüfer Belediyesi’nin kadın çalışanları, Nilüfer’deki Kadın Dernekleri'nin üyeleri ile Transbirey ve LGBTİ aktivistleri de yer aldı. “Şiddete tacize tecavüze son”, “Hamileyim kime ne sokaktayım sana ne”, “Susmadık susmayacağız”, “Korkmadık korkmayacağız” “ Kadınlar vardır”, “Adalet istiyoruz” yazılı dövizlerle Kent Konseyi önünden Nilüfer Belediyesi Halk Evi’ne doğru yürüyüşe geçildi. Kadınların şiddete dur demek için gerçekleştirdikleri yürüyüş Halk Evi önünde tamamlandı.
Nilüfer Belediyesi Halk Evi önünde tamamlanan yürüyüş sonunda Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Nebahat Ulugül basın açıklaması yaptı. Her gün binlerce kadının Türkiye’de taciz, tecavüz ve şiddete maruz kaldıklarını kaydeden Ulugül, “Neredeyse her gün bir kadın katlediliyor. Erkek adalet değil, gerçek adalet için mücadele edeceğiz. Savaş politikalarının en büyük mağduru olan biz kadınlar, barışta ısrarcıyız. Kadınları ikincileştirerek üretilen bu kadın düşmanı dili reddediyoruz. Bu gerici eril dili üretenler, kadına yönelik şiddetin baş sorumlularıdır. Kadın düşmanlarından hesabı biz kadınlar soracağız’ dedi.
Basın açıklamasının ardından kadınlar, Nilüfer Belediyesi Halk Evi önündeki Cumhuriyet Meydanı’nda “Dünyayı Turuncuya Boyayalım” adlı Atölye Çalışması'na katıldı. Yün Yumağı, Kördüğüm, Sessizliği Kırmak, Kazan, Yüzüm Nerede isimli atölyelere katılan kadınlar günün anlamına uygun etkinlikler gerçekleştirdiler.
Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen ve 10 Aralık’a kadar devam edecek etkinlikler kapsamında 29 Kasım günü VosGaraj 16 ve BurVosDer araçlarını bayraklar ile donatıp Nilüfer’de konvoy yaparak kadına yönelik şiddete dikkat çekecek.
BAĞIR HERKES DUYSUN ERKEK ŞİDDETİ SON BULSUN
Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Dominik Cumhuriyeti’nde ülkeyi diktatörlükle yöneten iktidara karşı mücadele eden Mirabel kız kardeşlerin, iktidar tarafından hedef gösterilmesi sonucu öldürülmelerinin üzerinden tam 55 yıl geçti. 25 Kasım 1960’tan bu yana erkek – devlet şiddetine karşı dünyanın her yerinde direnen kadınlar her ne pahasına olursa olsun yaşamlarını savunuyor.
Bugün kalbimizde Özgecan’ların hatırası ile sokaklardayız. Ülkemizde her gün binlerce kadın erkekler tarafından şiddet, taciz ve tecavüze uğruyor. Neredeyse her gün bir kadın erkeklerce katlediliyor. Daha geçen hafta Samsun’da, hastasının kocası tarafından şiddete maruz kalışını önlemek isteyen Doktor Aynur Dağdemir öldürüldü. Karakollara giden koruma talebinde bulunan kadınlar katillerinin yanına geri gönderiliyor. Katledilen, tecavüze uğrayan kadınların katilleri, tecavüzcüler mahkeme salonlarında uygulanan “İyi hal”, “Haksız tahrik”, “Saygın tutum” ve en son olarak da “Bir daha yapmaz” indirimleri ile erkek adalet tarafından
ödüllendiriliyor. Ve biz kadınlar şahidiz ki, bu ülkede katil, tecavüzcü erkeklere iyi hal indirimi uygulayanlar, maruz kaldıkları şiddet karşısında öz savunma hakkını kullanan kadınlara müebbet hapis cezası uyguluyor.
Kadın düşmanları her fırsatta kadınları aşağılıyor ve kadınların nasıl bir yaşam tarzına sahip olması gerektiğini anlatıyorlar. Nasıl güleceğimiz, nasıl giyineceğimiz, kaç çocuk doğuracağımız bunlardan sadece bir kaçı. AKP’nin uyguladığı kadın düşmanı gerici söylem kadına yönelen şiddeti meşrulaştırarak daha da körüklüyor. “Kadın erkek eşitliğine inanmayanlar”, “bir kadın olarak susmamızı isteyenler”, “kadın gibi yaşayacağımıza erkek gibi ölürüz” diyenler... Siyasetten, akademiye, hukuğa ve spora kadar tüm kamusal alanlar erkek egemen bir dil ile işgal ve inşa ediliyor.
Ortadoğu’da emperyalist politikalar ile başlatılan savaştan kadınların payına taciz, tecavüz ve ölüm düşüyor. Savaşa eklenen İŞID barbarlığı ile kadınlar köle pazarlarında satılıyor. Binlerce Suriyeli kadın ülkesini terk etmek zorunda kalıyor. Mülteciliğin genel yoksulluk sorununa mülteci kadınların yaşadığı
taciz ve tecavüz ekleniyor. Pek çok Suriyeli mülteci kadın, erkeklerin ikinci eşleri olarak yaşamaya mahkum edilirken biliyoruz ki Ortadoğu’da ve ülkemizde savaş politikalarının bedelini en çok kadınlar ödüyor.
Susmadık Susmayacağız.
Mahkemelerde erkek adalet uygulamalarını kabul etmiyoruz. Erkek adalet değil gerçek adalet için mücadele edeceğiz.Savaş politikalarının en büyük mağduru olan biz kadınlar, barışta ısrarcıyız.Kadınları ikincilleştirerek üretilen bu kadın düşmanı dili reddediyoruz. Bu gerici eril dili üretenler, kadına yönelik şiddetin baş sorumlularıdır. Kadın düşmanlarından hesabı biz kadınlar soracağız.
Bilinsin ki; kadın düşmanlarının bir cins kırımına, bir kadın katliamına dönüştürdüğü bu uygulamaları biz kadınlar hep birlikte durduracağız.
Evde, işyerinde, sokakta kadınların barış içinde eşit ve özgürce yaşayacakları bir dünyayı biz kadınlar hep birlikte kuracağız.
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI