Mutfaktaki tencere kimin umurunda!
08.03.2016
12:00

Yaşasın kadınların örgütlü mücadelesi, yaşasın 8 Mart!

Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Nilüfer Belediyesi’nin organize ettiği 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yürüyüşü Nilüfer Kent Konseyi önünden başladı.

Nilüfer Kent Konseyi önünden başlayan yürüyüş, sloganlar eşliğinde Nilüfer Belediyesi Halk Evi önüne kadar devam etti. ‘Dikkat bu ülkede kadın katliamı var’, ‘Yasta değil isyandayız, evde değil sokaktayız’, ‘Kadın kadındır, çiçek babandır’, ‘8 mart isyanın günü’, ‘Kadın, yaşam, özgürlük’, ‘Geceleri de, sokakları da istiyoruz’, ‘Kadınlar yürüyor, mücadele büyüyor’, ‘Mutfaktaki tencere kimin umurunda’ yazılı dövizler taşıyarak, şarkılar ve sloganlarla son zamanlarda artan kadın cinayetlerine dikkat çekmek için yürüyen kadınlar, Nilüfer Belediyesi önündeki basın açıklamasında bir araya geldiler.

Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Nebahat Ulugül’ün yaptığı basın açıklamasında, katledilen tüm kadınlar için yürüdüklerini belirten Ulugül, ‘8 Mart kadınların dayanışma günüdür. 8 Mart mücadele günüdür. 8 Mart birleşmek, çoğalmak günüdür. Emeği ve yaşamı üreten biz kadınlar; eşit, özgür bir dünya istiyoruz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde bir kez daha alanlara, sokaklara çıkıp sesimizi duyuruyoruz! Fıtrat, kader gibi garip yaklaşımlarla normalleştirilmeye çalışılan bu kıyımları kabul etmiyoruz. Sineye çekmiyoruz. Artık hiçbir kadın ölmesin diye, Özgecanlar’ın, Canseller’in hayatı solmasın diye sesimizi duyurana kadar pes etmeyeceğiz’ dedi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında düzenlenen ve tüm gün süren etkinlikler Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin 'Barış ve Özgürlük Dansı' gösterisiyle devam etti. Dans sonunda Kadın Meclisi Başkanı Nebahat Ulugül eğitmen Türkan Bulut'a teşekkür plaketi takdim etti. Halk Evi önünde düzenlenen Aylin Aslım konseri ile etkinlik son buldu.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü basın açıklaması

8 Mart kadınların dayanışma günüdür. 8 Mart mücadele günüdür. 8 Mart birleşmek, çoğalmak günüdür. Emeği ve yaşamı üreten biz kadınlar; eşit, özgür bir dünya istiyoruz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde bir kez daha alanlara, sokaklara çıkıp sesimizi duyuruyoruz!

Bu ülkede kadın olmanın ağırlığını her gün yaşamaktayız. Erkek egemen sistemde en çok baskıya uğrayan, kadınlar ve LGBTİ’lerdir. 2015 yılında 290 kadın, 2016’nın başından bu yana 24 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Bunlar duyabildiklerimiz, bilebildiklerimiz.. Evlerin duvarları arasında sır olup kalan sayısız taciz, tecavüz ve şiddet olayı yaşanıyor. Günde ortalama 5 kadın eşleri, kardeşleri, sevgilileri ve devlet tarafından öldürülüyor. Bu cinayetler, ‘iyi hâl indirimleriyle’ hafifletiliyor. Cinayetlerin % 60 oranında artmasına yol açan kadına değer vermeyen, yok sayan kadın düşmanı politikacıların yersiz söylemleri, caydırıcı değil özendirici yasaları ve eril medyanın destekleyici dili cinayet işleyen kişileri cesaretlendirmekte ve hafifletilmiş sebeplerle serbest bırakılmalarını sağlamaktadır. Biz tüm bunların karşısında, caydırıcı önlemler alınmasını ve bu kişilerin en ağır yasal yaptırımlarla cezalandırılmasını istiyoruz. Fıtrat, kader gibi garip yaklaşımlarla normalleştirilmeye çalışılan bu kıyımları kabul etmiyoruz. Sineye çekmiyoruz. Artık hiçbir kadın ölmesin diye, Özgecanlar’ın, Canseller’in hayatı solmasın diye sesimizi duyurana kadar pes etmeyeceğiz.

Hayatımızın her sahasında; evde, işte, okulda, sokakta her yerde eril şiddetin türlü çeşit hallerine maruz bırakılıyoruz. Ayrıştırılıyoruz. Cinsel yönelimi ne olursa olsun kadın kadındır. Bizi yok sayan bizi ayrıştıran bu kast sistemini elbet bir gün yıkacağız. Kadını eve kapatıp doğum makinesi olmayı reva gören zihniyetin bir tezahürü de, kadını iş yaşamında güvencesiz kılmak, evde kalmaya zorlamaktır. Geçen sene Ocak ayında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın hazırladığı ‘’Ailenin ve dinamik nüfus yapısının korunması’’ başlıklı yasa tasarısı ilk bakışta kadının lehine gibi dursa da, özüne indiğimizde hedeflenen; doğum oranını arttırmak ve kadını iş yaşamından uzaklaştırmaktır. Doğum yapmış kadınların yerine bekâr kadınların ve erkeklerin geçici çalışan olarak tahsis edilmesidir. Ne giyeceğimiz, nasıl güleceğimiz, saat kaçta dışarıya çıkacağımız, kaç çocuk doğuracağımız, iş yaşamımız, kılımız tüyümüz hakkında her ağızdan bir ses çıkıyor. Yeter artık, bunlara boyun eğmeyeceğiz! Size kulağımız sağır!

Bizler, dünyayı değiştirecek gücümüz olduğuna inanıyoruz. Dilimiz, ten rengimiz, inancımız, etnik kökenimiz ne olursa olsun aynı acılardan baskılardan nasibini alan kadınlar olarak bir arada duruyoruz. Çünkü biliyoruz ki, güçlüyüz, omuz omuza dayanışma ile emeğimizi büyütebiliriz. Şiddetten arınmış, kadın – erkek eşitliğinin anayasal güvence altına alındığı; sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız ve adil bir dünyada yaşamak istiyoruz. Bizi görünmez zincirlerle saran bu zihniyetin kara kaplı defterini tarihin tozlu raflarına gömme zamanı geldi de çattı!

Kadın cinayetlerine karşı, ayrıştırmaya, ikincilleştirilmeye, baskı ve erkek zulmüne karşı yasta değil isyandayız!

Barıştan yana, eşitlikten yana, adaletten yana umudumuzu kaybetmeyeceğiz! Haklarımızı kazanana kadar, barış gelene kadar, eşit olduğumuz ana kadar mücadele sözümüzden asla caymayacağız!

Yaşasın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü! Yaşasın kadın dayanışması! Umudu yeşerten tüm kadınlara, Çilem’e, Nevin’e ve binlercesine selam olsun!

Sosyal Medya’ da bize katılmayı unutmayın !
Nilüferli olmanın ayrıcalığını yaşamak, etkinliklerimizden haberdar olmak ve üyemiz olmak isterseniz lütfen e-posta adresinizi yazınız…