Ayşe, Fatma, Hayriye, haydi mücadeleye!
25.11.2016
14:00

Yeryüzü emeğin ve mücadelenin yüzü oluncaya dek!! Yaşasın kadın dayanışması!

Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Nilüfer Belediyesi’nin “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”nde “Sus sus nereye kadar!” sloganıyla düzenlediği yürüyüşte, kadınlar şiddetin son bulması için ses çıkardılar.

Çok sayıda kadının katıldığı yürüyüşte Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Seden Bozbey, Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay, Meclis üyeleri, Nilüfer Belediyesi’nin kadın çalışanları, Nilüfer’deki kadın dernekleri ile lezbiyen, biseksüel, trans aktivistler de yer aldı. “Sus, sus nereye kadar?”, “Ayşe, Fatma, Hayriye, haydi mücadeleye”, “Susmadık susmayacağız”, “Kadınlar şiddete uğruyor, devlet uyuyor” “ Haklı şiddet yoktur”, “365 gün eşitlik” yazılı dövizler taşıyan kadınlar, Kent Konseyi önünden Nilüfer Belediyesi Cumhuriyet Meydanı’na yürüdüler. 
Nilüfer Bando’nun da eşlik ettiği, Nilüfer Belediyesi Cumhuriyet Meydanı’nda tamamlanan yürüyüşün ardından, Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Nebahat Ulugül bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Her gün binlerce kadının Türkiye’de taciz, tecavüz ve şiddete maruz kaldığını kaydeden Ulugül, “Kadın olmanın onuruna; cezaevindeki kadın aydınlara, demokrasi üstü bir tutumla yine cezaevine gönderilen kadın siyasetçilere, yaşamını, özgürlüğünü savunan tüm kadınlara bin selam olsun! Kadınlar öldürülmeyinceye, çocukların gözünden bir damla yaş süzülmeyinceye, trans, biseksüel, lezbiyen kadınlar ayrımcılığa uğramayıncaya, tüm mülteci kadınların yurdu dünya oluncaya kadar mücadeleye devam!’ dedi. Basın açıklamasının ardından etkinlik son buldu.

BASINA VE KAMUOYUNA;

Yine sokaklarda, yine meydanlardayız. Bugün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü. Turuncularla morlarla yürüdüğümüz yollarda, isyanımız dev bir adıma dönüştü!
Buramıza kadar geldi dediğimiz günlerden geçiyoruz. Her yeni güne, bugün acaba daha kötü ne olabilir ki diyerek uyanıyoruz. Kadınların öldürüldüğü, trans kadınların yakıldığı, kız çocuklarının istismarcısıyla evlendirilmeye çalışıldığı ve yine sabrımızın sınandığı günler bunlar.. Şiddetin boyutu her geçen gün büyüyor, gericilik hızla yayılıyor. Çeşitli kurumlarda yaşanan çocuklara yönelik istismar vakalarının üstü örtülüyor.

Türkiye’nin gündemini ayağa kaldıran çocuk yaşta evliliği onaylayan yasa tasarısı, mücadele sonucu komisyona geri çekildi. Arkasından da tecavüzcülere af getiren önerge, kadınların mücadelesi sonucu tamamen iptal edildi. Bizler biliyoruz ki, birlik ve dayanışma ruhuyla hareket ettiğimizde hiçbir karanlık güç önümüzde duramaz!

İktidarın pekiştirdiği bu ataerkil eril düzen; bizim kılığımıza kıyafetimize, yükselttiğimiz kahkahamıza, sokakta olmamıza, kaç çocuk doğuracağımıza ve daha birçok şeye zehirli dilini uzatıyor. Kadınlar, tüm sosyal alanlardan soyutlanmaya çalışılarak; eve hapsedilmek isteniyor. Kadınlar iş yaşantısında olsa dahi, 4 milyonu hiçbir sosyal güvencesi olmadan kayıt dışı çalışıyor. Bu sayı mülteci kadınlarla birlikte daha da artıyor.

Normal şartlarda çalışma fırsatı bulamayan mülteci kadınlar ve kız çocukları, ya birilerinin 2. Eşi oluyor, ya fuhuşa zorlanıyor ya da tecavüze uğruyor. Ve bunlar kayıtlara geçmiyor. Bir umutla göç ettikleri yeni bir ülkede, eskisinden daha zor yaşam koşulları onları bekliyor. Buna yine toplumun erkeklik algısı sebep oluyor.
Kadını siyasette, sokakta, iş yaşamında, okulda görmek istemeyenler, şort giyen bir kadını, giyimi nedeni ile tekmelemeyi kendinde hak buluyor. ‘’Açık giyinen kadınlar karımdır!’’ diyebiliyor! Soruyorum sizlere, bu hakkı onlara kim veriyor? Biz bu hakkı kimseye vermiyoruz!!

Küçücük bir kız çocuğu olan Irmak ‘para ile münasebet’ yaşayamadığı gibi sapıkça bir gerekçe ile adi bir erkek tarafından tecavüz edilerek öldürülüyor! Doğru düzgün bir fotoğrafı, ayağında pabucu, üzerinde hırkası olmayan bu yavrucağa bunları reva görenler kimler!!? Çiftler arasında yaşanan cinsel şiddetin, aile içi ensestin, aile dışı, cemaat kurumlarında ve İmam Hatipler’de yaşanan çocuklara yönelik istismarın sayısı belli dahi değil. Korkutulan sindirilen çocuklar, bu istismarın sömürülen sessiz - dilsiz tarafı olmaya devam ediyor. Bizler, kötülüğünüze ortak olmayacağız! Çocukların ve kadınların çığlığı olacağız!

Cinsel, fiziksel, ruhsal, sanal ve daha birçoğunun öznesi olduğumuz bir şiddet döngüsündeyiz. Türkiye, cinsiyet eşitliği sıralamasında 142 ülke arasında 125. Sırada. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre parlamentoda kadın temsil oranı sadece yüzde 14,4. Sene başından bu yana; 230 kadın, 3 trans kadın, ayrımcılığa ötekileştirmeye maruz kalan intihara sürüklenen biseksüel, lezbiyen birçok kadın öldü/öldürüldü. Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirildi. Her 2 kadından 1’i cinsel veyahut fiziksel şiddete maruz kalıyor.

Şiddete, tacize, tecavüze uğrayan; bir çocuk, bir kadın, bir hayvan olsa da şiddeti uygulayan hep aynı; sırtı sıvazlanan milli erkeklerimiz! Gururu okşanan erkeklikleri! Yalnız unutmayın ki, kadınların öfkesi tepenize koca bir balyoz gibi inecek!

Hande Kader’i bileniniz var mı, anımsayanınız var mı? Hande Kader, trans kadınların Özgecan’ı oldu. Ama ölümü ses getirmedi. Neden? Çünkü o, toplumun değer yargılarına uymayan bir kadındı. Transtı, seks işçisiydi dolayısıyla canice öldürülmesinin toplumda infial yaratmasına gerek yoktu. Hatta ‘oh olmuşçuların’ yüreğine su serpti bu ölüm de diğer emsalleri gibi. Homofobik, transfobik ve kadın düşmanı cinayetler katlanarak artıyor, bu şiddet sessizlikten besleniyor! Sessiz kalmayın, insanlık hatrına hiçbir ölüme sevinmeyin!

Kadın olmanın onuruna; cezaevindeki kadın aydınlara, demokrasi üstü bir tutumla yine cezaevine gönderilen kadın siyasetçilere, yaşamını, özgürlüğünü savunan tüm kadınlara bin selam olsun!

Kadınlar öldürülmeyinceye, çocukların gözünden bir damla yaş süzülmeyinceye, trans, biseksüel, lezbiyen kadınlar ayrımcılığa uğramayıncaya, tüm mülteci kadınların yurdu dünya oluncaya kadar mücadeleye devam!

Biz hakkımız olanı; eşitliği, özgürlüğü, adaleti istiyoruz! Bunu sağlayana dek mücadeleye devam! Sokaklarda ve meydanlarda olmaya devam!

‘‘bin kez korkuya boğdular zamanı 
bin kez ölümlediler 
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz. 
bitmedi daha sürüyor o kavga 
ve sürecek 
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!’’

Yeryüzü emeğin ve mücadelenin yüzü oluncaya dek!! Dayanışmayla kalın!

Yaşasın kadın dayanışması!

NİLÜFER KENT KONSEYİ – NİLÜFER BELEDİYESİ

Sosyal Medya’ da bize katılmayı unutmayın !
Nilüferli olmanın ayrıcalığını yaşamak, etkinliklerimizden haberdar olmak ve üyemiz olmak isterseniz lütfen e-posta adresinizi yazınız…