Bileşeni olduğumuz Bursa Demokrasi Güçleri olarak, son kararname ile ihraç edilen akademisyenlerle ilgili basın açıklaması gerçekleştirdik. Basın açıklamasını Bursa Demokrasi Güçleri adına Bursa Tabip Odası Başkanı ve BAOB Dönem Sözcüsü Dr. Güzide Elitez okudu. Basın açıklamasında Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Fehmi Enginalp de yer aldı.
Değerli basın emekçileri,
15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal yedinci ayını doldurmak üzere. Yedi aydır devam eden OHAL boyunca her türden demokratik hak ve özgürlüklerimiz sınırlandırılırken, gece yarıları açıklanan KHK’lerle yüzbini aşkın kamu emekçisi sorgusuz sualsiz biçimde kamu görevinden ihraç edilmiştir. İhraç edilen kamu emekçilerine baktığımızda, KHK’lerin devlet içerisinde yapılanmış FETÖ kadrolarını arındırmaktan çok, AKP’ye muhalif olan kesimlerin cezalandırılmasını hedeflediği görülmektedir. Böyle bir anlayışın darbecilerle mücadele etmesi mümkün değildir.
En son 7 Şubat gecesi açıklanan 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Milli Eğitim Bakanlığı'ndan 2585 öğretmen görevden ihraç edildi. Yükseköğretim Kurulu'ndan ise 350 akademisyen görevden alınırken Ankara Üniversitesi'nden ihraç edilen akademisyen sayısı ise 70'i geçti. Son kararname ile “Barış” bildirisini imzalayan akademisyenlerin tamamı görevlerinden alındılar.
Ankara Üniversitesinde yaşanan ihraçlar sonrasında Siyasal Bilgiler Fakültesi, İletişim Fakültesi ve Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin bazı bölümlerinde derslere girecek öğretim elemanı kalmamıştır. Bunun anlamı bu programları fiilen kapanması ve kayıtlı öğrencilerin eğitim hakkının ortadan kaldırılmasıdır. Artık KHK’ler, sadece arkadaşlarımızın mesleklerini değil, aynı zamanda bağlı oldukları üniversiteleri ve her şeyden öte de öğrencilerimizin geleceğini tehdit eden boyutlara ulaşmıştır.
Son kararname ile akademiden ihraç edilen isimlerden biri de anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'ydu.
Prof. Kaboğlu, Aralık 2016'da BBC Türkçe'ye verdiği röportajda OHAL ortamında yeni anayasa yapılmasını eleştirmiş,”Şiddet ve terör sarmalında anayasa ele alınmaz" demişti.
Türkiye'nin önemli bilim insanları ve sanatçıları da kamudan ihraç edilen 4 bin 464 memurun arasında yer aldı.
Fazıl Say ve Genco Erkal ile birlikte Nazım Oratoryosu'nu gerçekleştiren Orkestra Şefi İbrahim Yazıcı ile aynı ekipte yer alan Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası Keman Sanatçısı ve KESK’e bağlı Kültür Sanat Sen Sendikası İl Temsilcisi Filiz Özsoy’da son Kanun Hükmünde Kararname ile kamudan ihraç edildi.
Yine son kararnameyle Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Aylin ÇAKI, Sosyoloji Bölümünden Doçent Doktor Yavuz DEMİR ve Rehber öğretmen Kadir KARSLI’da ihraç edilenler arasında yer aldı.
Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Arkadaşlar!
AKP İktidarı 15 Temmuz Darbe Girişimini fırsat bilerek ilan ettiği OHAL ile birlikte kendisi için dikensiz bir gül bahçesi, ölçüsüz bir iktidar gücü, muhalefetsiz bir siyasal gelecek hazırlamaya çalışmaktadır. Toplumun hiçbir kesimiyle tartışmadan, alelacele meclisten geçirilen Anayasa Değişikliği paketi ile dünyada emsali bulunmayan tek adam rejimini kabul ettirmek istemektedirler. 7 Haziran seçimleri sonrasında yarattıkları şiddet ve kaos ortamını, OHAL sonrasında oluşturdukları korku rejimiyle birleştirerek toplum, çaresizliğe mahkum edilmek istenmektedir.
OHAL koşulları altında AKP hükümetine muhalefet etmek, Referandum için “Hayır” propagandası yapmak adeta yasaklanmıştır. Referandumda "Hayır" oyu vereceğini açıklayan İrfan Değirmenci’nin Doğan Yayın Holding tarafından işten atılması bu saldırıların açık ifadesidir. Sokaklara çıkanlar polis şiddeti ile karşılaşmakta, insanlar sorgusuz sualsiz hapse atılmaktadır. İzledikleri bu yöntem darbecilerin, diktatörlerin yöntemidir. Yıllarca “yargıladık” diye övündükleri Kenan Evren’in, dünyanın başına bela olmuş Hitler’in yöntemidir. Tarih, kendi iktidarını baskı ve zulüm üzerine yükseltmeye çalışan diktatörlerin ibretlik öyküleriyle doludur.
Özerk, özgürlükçü ve demokratik yapıları ile bireylerin ifade ve söylem özgürlüklerini koruyarak toplumsal ilerlemenin ve gelişmenin öncüleri olmakla yükümlü olan üniversitelerde görev yapan öğretim üyelerinin ve kamu görevi yürüten meslektaşlarımızın; baskı, istifaya zorlama, görevden uzaklaştırma, ihraç ve gözaltı gibi yöntemlerle itibarsızlaştırılmalarını reddediyoruz.
Eşitlik, özgürlük ve demokrasi ideallerine olan bağlılığımız ve ülkemizin aydınlık geleceğine olan inancımızla tüm toplumsal kesimleri “Hayır” sloganı ve oyu etrafında birleşerek AKP’nin tek adam rejimine dur demeye çağırıyoruz.
Boyun Eğmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz, inadına “Hayır“ diyeceğiz…
BURSA DEMOKRASİ GÜÇLERİ