Yaşasın 8 Mart!
08.03.2017
13:00

Dünyanın yarısıyız, birleşsin seslerimiz!

Yaşasın kadın dayanışması! Yaşasın 8 Mart!

Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Nilüfer Belediyesi Eşitlik Birimi'nin organize ettiği 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliği, 29 Ekim Mahalle Muhtarlığı önünden düzenlenen yürüyüşle başladı.

Yürüyüş, 8 Mart programı için Ankara’ya gitmek üzere yola çıkan ve İnegöl'de trafik kazasında yitirdiğimiz emekçi kadınlar anısına sessiz olarak gerçekleşti. Kadınlar yürüyüşte “Hem yastayız hem isyandayız” pankartı taşıdı.

“Yürüyoruz, Kadın Dayanışmasını Büyütüyoruz” sloganı altında geniş katılımla Uğur Mumcu Bulvarı’nda gerçekleşen yürüyüş boyunca kadınlar, ellerinde “Tacize tecavüze hayır”, “Kadın yaşam özgürlük”, “Geceler de sokaklar da meydanlar da bizim”, “Kadın emeğinin sömürüsüne hayır”, “Batsın bu dünya biz yeniden yaparız”, “Eşitlik yoksa aşk da yok” yazılı dövizler taşıdı.

29 Ekim Mahalle Muhtarlığı önünden başlayan sessiz kadın yürüyüşü, Nazım Hikmet Kültürevi'nde gerçekleşen basın açıklamasıyla devam etti. Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Cevriye Coşkun Kayış’ın yaptığı basın açıklamasında, katledilen tüm kadınlar için yürüdüklerini belirten Coşkun, ‘Bugün günlerden 8 Mart. Tüm dünyada 40 ülkede greve çıkan kadınlara selam olsun! 8 Mart'ın ışığında her ne olursa olsun yürümeye, ezildiğimiz her alanda güçlenmeye, yaralarımızdan yenilenmeye yılmadan devam edeceğiz! Selam olsun isyanın güzel kadınlarına!’ dedi.

Basın açıklamasının ardından, 19. ve 20. yüzyılda yaşamış olan yazar Zabel Yesayan’ın hayat hikayesinden hareketle feminist bir tarihi anlatan, Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu’nun sahnelediği ‘Zabel’ tiyatro oyunu seyirciyle buluştu. Oyunun sahnelendiği salonda, kazada hayatını kaybeden 7 emekçi kadın unutulmadı ve ön sıradaki koltuklara isimleri yazılarak anıldı. İlgiyle izlenen oyunun sonunda Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay ve Kadın Meclisi Başkanı Cevriye Coşkun Kayış, Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu oyuncularına katkılarından dolayı teşekkür ettiler.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü basın açıklaması;

1857 senesinin 8 Mart’ında, Amerika’da 120 kadın, grev yaparken uygulanan şiddet sonucunda fabrikada yanarak can verdi. Ölerek, öldürülerek verdiğimiz hak mücadelesinde o günden bu güne çok da bir şey değişmedi maalesef. Değişen tek şey, mücadelemizin bir çığa dönüştüğüdür. Dün Ankara’ya 8 Mart etkinliğine giderken geçirdikleri trafik kazası sonucunda, 7 kadın işçi hayatını kaybetti. 34 yaralı var. Kendilerine Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar, yaralılara şifa diliyoruz. Ve diyoruz ki, tüm kadınlar eceliyle ölene kadar, mücadele bitmeyecek!

‘ey her şey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!’

Bugün 8 Mart. Dünya kadınlarının direnişi bahara taşıdığı, tomurcuk tomurcuk yeşerttiği 8 Mart. Bizler, tüm dünya kadınları, mücadeleyi; acıyla, emekle, inat ve isyanla yoğurmaya devam ediyoruz. Her sene isyanımız perçinlenerek artıyor.

Yakın zamanda gördük ki, birlikte el ele omuz omuza mücadele etmekle gericiliğin karanlığını nasıl da ters düz ediyoruz. Geçtiğimiz Kasım ayında çocukların tecavüzcüsü ile evlendirilmesi yasa tasarısına geri adım attırdık. Biz dedik ki; çocuktan gelin olmaz! Biz dedik ki; çocuğun kocası olmaz! Birlik olduk, dediğimizi yaptık. Lakin şunu biliyoruz, mücadele edilecek çok şey var. Bu ülkede, eğitim ve sağlık bir ayrıcalık haline gelirken, okuldan alınan kız çocukları ve küçük yaşta evlilik sayısı artarak devam ediyor.

Toplum olarak tamamen gericileştirildiğimiz günlerden geçiyoruz. Kadın cinayetleri oranı her geçen gün artıyor. 2017 yılı başından bu yana çok bir zaman geçmemişken, 49 kadın hayatından oldu. Erkeklerin sevgisi, Ocak ayından bu yana 49 kadını öldürdü.

Her gün duyduğumuz ya da kapalı kapılar ardında kalan onlarca taciz ve tecavüz vakası yaşanıyor. Geçtiğimiz günlerde, Nilüfer Ataevler'de ailesi ile yaşayan 9 yaşındaki kız çocuğuna komşusunun tecavüz ettiği davanın 2.si görüldü. Görülen davada, sağlık raporlarıyla 9 yaşındaki kız çocuğunun tecavüze uğradığı tespit edilmiş olmasına rağmen, dava, zanlının yargılanmak üzere serbest bırakılması kararı ile ileri bir tarihe ertelendi. Yine haykırarak söylüyoruz, erkek değil gerçek adalet istiyoruz!

Birkaç gün önce Denizli'de, 17 yaşındaki genç kıza şantaj ve tehdit ile 14 yaşından itibaren 200 erkeğin tecavüz ettiğini, genç kızın hamile kaldığını tüylerimiz ürpererek öğrendik. 3 yıl boyunca, 17 yaşındaki gencecik bir kıza korku ve şantaj ile tecavüz eden zihniyet aramızda, sokaklarda yanımızda dolaşıyor.

Sırtı sıvazlanan erkekliğin her istediğini yapabildiği şu düzlemde; kadınlar tamamen sosyal hayattan, iş hayatından, sokaklardan, meydanlardan soyutlanmaya çalışılıyor. Yüzlerce kadın iş hayatında güvencesiz çalıştırılıyor. Ev kadınlarının emeği değer görmüyor. Ülkesinden kopmak zorunda kalan mülteci kadınlar ya fuhuşa zorlanıyor ya da 3 kuruşa saatlerce çalışmak zorunda kalıyor. Kadının bu kadar değersizleştirildiğini gördükçe isyanımız yüreğimizi, boyumuzu aşıyor.

Siyaset üstü bir irade ile görevinden uzaklaştırılan; kadın akademisyenler, vekiller, tutuklanan ihraç edilen öğretmenler, gazeteciler bir gün bu ülkenin utanç duvarı olacaktır. Sağduyu ve eşitlik algımızı kaybediyoruz. Halklar olarak birbirimize düşman ediliyoruz. Kadın olmanın, çocuk olmanın, Lgbti olmanın ve tüm ‘öteki’ ilan edilmelerin bedelini ağır ödüyoruz.

Ne etnik kimlik, ne din, ne mezhep bizi birbirimizden ayırmalı. Önce, insan ve kadın olmanın güzelliği ile birlik ve beraberlik duygumuzu kaybetmemeliyiz. Bilmeliyiz ki, asıl düşman, bizi bize kırdıran zihniyetin kendisidir. Bizi sarıp sarmalamaya çalışan bu karanlığa inatla ''hayır'' diyoruz.

Bugün günlerden 8 Mart. Tüm dünyada 40 ülkede greve çıkan kadınlara selam olsun! 8 Mart'ın ışığında her ne olursa olsun yürümeye, ezildiğimiz her alandan güçlenmeye, yaralarımızdan yenilenmeye yılmadan devam edeceğiz! Selam olsun isyanın güzel kadınlarına!

Biliyoruz ki, ‘dünyayı kadınlar kurtaracak ve isyanı sevmekle başlayacak her şey!’

Bizler, 'Tek başına olmaz, hayır, kadınlar 8 Mart'a doğru birlikte güçlü!' dedik. Gücümüze güç katan tüm kadınlara selam olsun!

Özgecanlar'ın Canseller'in öldürülmesine, Nevinler'in Çilemler'in hayatta kalmak için özsavunma yapmak zorunda kalmasına, Lgbti'lerin ötekileştirilmesine Hande Kaderler'in katledilmesine, savaşlara, sürgünlere, ayrımcılığa 'HAYIR!'

Karanlığınıza hayır!

Öldüren sevginize hayır!

Tacize, tecavüze hayır!

Tek başına olmaz, HAYIR!

Yükselen bir çığlık sesimiz. Bıkmadan usanmadan diyoruz ki; bedenimiz, hayatımız, kararlarımız bizimdir! Sokaklar, meydanlar ve geceler bizimdir!

Biz kadınlar, 8 Mart'ın şafağında, aynı gökyüzü altında yıldızlardan bile parlak; savaşsız, sömürüsüz ve sürgünsüz bir dünya yaratmak için, emeğimizi ekmek ile gül ile çoğaltmak için, eşit ve adil bir dünya için buradayız!

Değerli şair Gülten Akın’ın dediği gibi; ‘Akan bir ırmağı kim durdurabilir?’

Dünyanın yarısıyız, birleşsin seslerimiz!

Yaşasın kadın dayanışması!

Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi 
Nilüfer Belediyesi Eşitlik Birimi

Sosyal Medya’ da bize katılmayı unutmayın !
Nilüferli olmanın ayrıcalığını yaşamak, etkinliklerimizden haberdar olmak ve üyemiz olmak isterseniz lütfen e-posta adresinizi yazınız…