Hayatı İstiyoruz!
08.03.2017
18:00

Birlikte güçlüyüz! Yaşasın 8 Mart! Yaşasın Kadın Dayanışması!

Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin de bileşeni olduğu Bursa Kadın Platformu üyeleri ve çok sayıda kadın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın hakları ve katledilen tüm kadınlar için yürüdü. Setbaşı Köprüsü’nden başlayan yürüyüş, Heykel Atatürk Anıtı’na kadar devam etti. Yürüyüş, 8 Mart programı için Ankara’ya gitmek üzere yola çıkan ve İnegöl'de trafik kazasında yitirdiğimiz emekçi kadınlar anısına sessiz olarak gerçekleşti.

Bursa Kadın Platformu’nun yaptığı basın açıklamasında kadınlar, ‘Evlerde, iş yerlerimizde, sokaklarda, toplantılarda, dükkanlarda, toplu taşıma araçlarında yanı başımızdaki arkadaşlarımızla, sosyal medyada bir adım uzağımızda olanlarla, yan yana yol gittiklerimizle, yüz yüze bir hayat geçirdiklerimizle, #Hayatıİstiyoruz diyebileceğimiz, erişebileceğimiz tüm kadınlarla birlikte, diktatörlüğe karşı mücadele yürüttükleri için katledilen Mirabel kız kardeşlerin direniş mirasına sahip çıkan milyonlarca kadının yarattığı umutla haykırıyoruz; Tek Adam, ekmeğimizi çalamaz ve gülümüzü solduramaz: 8 Mart’ta da, 16 Nisan’da da hayatımız ve haklarımız için kararımız HAYIR!’ diyerek, birlikte güçlüyüz mesajını verdiler.

DÜNYANIN YARISIYIZ, BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ

HAKLARIMIZ VE HAYATLARIMIZ İÇİN HAYIR!

Bugün 8 Mart, biz kadınlar dünyanın dört bir yanında alanlardayız, birlikte güçlüyüz, dayanışmayı büyütüyoruz.

Ne yazık ki mücadele ve dayanışmadan aldığımız güçle ve coşkuyla sokaklarda olmak istediğimiz bu 8 Mart’ı, dün Ankara’daki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerine giderken İnegöl Mezitler Mevkiinde geçirdikleri trafik kazasında yaşamlarını yitiren 7 arkadaşımızın, 7 kadın işçinin acısıyla karşıladık. Yitirdiğimiz arkadaşlarımızın aile ve dostlarına sabır, yaralı 34 arkadaşımıza ise acil şifalar diliyoruz.

Eşit bir yaşam, insanca çalışma koşulları için 8 Mart 1857 yılında 40 bin kadın çıktık yola, dokuma işçisi kadınların greviyle başlayan 8 Mart yolculuğu 160 yıldır kesintisiz soluksuz devam ediyor.

Ve bugün biz Türkiye’den kadınlar,

Dünyada yaygınlaşan otoriter rejimlerin erkek siyasetlerinin önce kadın düşmanı olduğunu,

Kazanılmış haklarımızın geri dönüşü olamayacağını,

Kürtaj, cinsellik ve üreme sağlığına erişimimize, çocuk doğurup doğurmama kararımıza müdahale edilmeye çalışıldığını,

Her gün en az bir kadının öldürüldüğünü, birçoklarının tacize ve tecavüze maruz kaldığını,

Kutsal denilen ailede şiddetin meşrulaştırıldığını,

Çocuk yaşta evliliklere, anneliğe zorlanmayı,

“Önce annelik” denerek iş gücünden dışlandığımızı, ev ve bakım emeğinin ise görünmez kılındığını,

Eğitim ve sağlığa erişebilmenin ayrıcalık haline getirildiğini,

Çalışmak için kapitalist, güvencesiz, esnek iş yaşamına dahil olmaya mecbur bırakıldığımızı,

Türk, Kürt, Alevi, Ermeni, Rum, Yahudi, Süryani olarak çeşitlenemediğimizi çünkü Sünni Türk dışında kalan kimliklerin küfre dönüştüğünü,

Din kisvesiyle ikiye bölündüğümüzü,

Ateist, seküler, bekar, “Batılı”, başı açık, gayrimüslim denerek şiddete açık hale getirildiğimizi ve

Müslüman, başörtülü denerek kamusal hayattan dışlandığımızı,

Lezbiyen, biseksüel, trans olduğumuz için yok sayıldığımızı, nefret suçuna maruz bırakıldığımızı,

Göçmen kadınların evlerinden kaçarken yaşadıkları şiddetin bu ülkede bir şekilde devam ettiğini,

Meydanların, parkların, evlerin dışındaki tüm toplumsal alanlarımızın yok edildiğini ya da AVM’lere dönüştürüldüğünü,

Savaşın gündelik yansımalarına karşı kendi gündelik mücadelelerimize terk edildiğimizi,

Ülkede ve dünyada artan bombaları, sokakların, bizi biraraya getiren mekanların bir anda tekinsizleştiğini, etrafımızı üniformaların, silahların kapladığını,

Ülkede süren savaşın yıktığı hayatları, yeni baştan kurma sorumluluğunun kadınlara nasıl yüklendiğini; bir yandan tüm hayatları, anıları cinsel şiddetle veya tehdidiyle kuşatılırken barış ısrarlarının duymazdan gelindiğini,

Dünyada devam eden savaşların sınırlarının olmadığını, biz gözlerimizi kaçırdıkça derinleştiğini,

Olağanüstü Hal’de kadın derneklerinin, danışma merkezlerinin mühürlendiği, seçilmiş kadın milletvekili ve belediye başkanlarının görevlerinden alındığını, tutuklandığını, akademisyenlerin, öğretmenlerin ve birçok meslekten çalışanların KHK’larla işlerinden edildiğini,

Sözlerin, fikirlerin, eleştirilerin, isyanın bastırılmaya çalışıldığını,

Artan kutuplaşmada şiddetin ilk hedefinin kadınlar olduğunu,

yıllarca gördük, yaşadık, bugün en ağır biçimiyle yaşamaya devam ediyoruz.

İşte bu yüzden;

Arjantin, Şili, Ekvador, Almanya, Kuzey İrlanda, İrlanda, İsrail, İtalya, Meksika, Peru, Uruguay, Polonya, Rusya, Salvador, İskoçya, Güney Kore, İsveç ve daha birçok ülkeden kadınların sesine ses oluyoruz!

Erkek şiddetinin her türlüsüne karşı,

Bedenimiz ve cinselliğimizle ilgili seçimlerimizin yok sayılmasına,

Kürtaja erişimimize, çocuk doğurup doğurmama kararımıza müdahalelere karşı,

Hayat tarzlarımız, seçimlerimizin, arzularımızın marjinalize edilmesine karşı,

Güvencesiz ve geleceksiz emek dayatmasına, yoksullaştırmalara karşı,

Savaşlara, sınır ötesi operasyonlara, hayatların yerinden edilmesine, bedenlerimizin savaş alanı haline getirilmesine, desteklenen silahlı örgütlere,

Irkçı, cinsiyetçi, homofobik, transfobik, İslamcı, İslamofobik yerel ve küresel her türlü düşman siyasete karşı,

Bizi şiddet politikarıyla, ülkenin bugünü ve geleceğine dair umutsuzluk, çaresizlik ve inançsızlığa sürükleyenlere, evlere, bireyci yaşam tarzlarına kapatmaya çalışanlara karşı,

Evlerde, iş yerlerimizde, sokaklarda, toplantılarda, dükkanlarda, toplu taşıma araçlarında yanı başımızdaki arkadaşlarımızla, sosyal medyada bir adım uzağımızda olanlarla, yan yana yol gittiklerimizle, yüz yüze bir hayat geçirdiklerimizle, #Hayatıİstiyoruz diyebileceğimiz, erişebileceğimiz tüm kadınlarla birlikte, diktatörlüğe karşı mücadele yürüttükleri için katledilen Mirabel kız kardeşlerin direniş mirasına sahip çıkan milyonlarca kadının yarattığı umutla haykırıyoruz;

Tek Adam, ekmeğimizi çalamaz ve gülümüzü solduramaz: 8 Mart’ta da, 16 Nisan’da da hayatımız ve haklarımız için kararımız HAYIR!

Ve Unutmuyoruz

Ve unutturmayacağız.

Tarihi diktatörler değil, ekmeği harcına gül katarak yoğuran kadınlar yapar!

YAŞASIN 8 MART

YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI

BURSA KADIN PLATFORMU

Sosyal Medya’ da bize katılmayı unutmayın !
Nilüferli olmanın ayrıcalığını yaşamak, etkinliklerimizden haberdar olmak ve üyemiz olmak isterseniz lütfen e-posta adresinizi yazınız…