Doğamızı ve yaşam alanlarımızı savunuyoruz! #5Haziran#DünyaÇevreGünü
Nilüfer Kent Konseyi Kırsal Alan Çalışma Grubu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde bir dizi etkinlik gerçekleştirdi. Grup üyesi Emre Karagöz'ün 'Nilüfer'in Çevre Sorunları' sunumunun ardından grup başkanı Celalettin Çakır basın açıklaması gerçekleştirdi. Çakır, 'Nerede bir hak ihlali nerede bir çevre sorunu varsa orada mücadele de vardır. İşte bizler de her zaman ekoloji mücadelelerinin destekçisi ve yürütücüsü olmaya devam edeceğiz.' diyerek sözlerine devam etti.
"Günümüzde dünya çevre günü, kutlayacağımız bir gün değil aksine çevremizi korumak için nasıl mücadeleler yürüteceğimizi sorgulayacağımız gündür. Kar hırsı ile kör olmuş akıllar geleceğimizi değil yarınımızı da yok ediyorlar. Dünya genelinde ki ekolojik sorun artık çok daha gözle görülür halde. Dünya sağlık örgütünün verilerine göre her geçen gün daha da sağlıksızlaştığımız ortada. Hal böyle olunca bizlere yaşam alanlarımızı savunmaktan başka çare kalmıyor. Bizler biliyoruz ki nerede bir hak ihlali nerede bir çevre sorunu varsa orada mücadele de vardır. İşte bizler de her zaman ekoloji mücadelelerinin destekçisi ve yürütücüsü olmaya devam edeceğiz.
Dünyamıza baktığımızda ciddi bir eşitsizlik ile karşı karşıya kalıyoruz. Açlık sınırında yaşayan birçok insan varken diğer taraftan birçok insan da aşırı ve gereksiz tüketim çılgınlığının pençesinde yaşıyor. Bu küresel adaletsizlik ortamı en büyük darbeyi ekolojiye vuruyor. Suya ulaşımı kısıtlanan insanların bölgelerindeki sular gasp edilerek dünyanın öbür ucuna şişelenerek satılıyor. Endüstriyel tarım ile üretilen genetiği değiştirilmiş gıdalar tüm insanlığın sağlığını tehdit ediyor. Ülkemizde kimyasal tarım ilaçlarının hoyratça kullanılması ve GDO’lu yemin serbest hale gelmesi ile insanlık için en temel gıdalar birer tehdit haline geldi. İşte bu yüzden bugün tarımda tekrar geleneksel, sürdürülebilir yöntemlere geri dönmeliyiz.
Dönüp yaşadığımız yere; Bursa’ya baktığımızda ise durum hiç iç açıcı bir halde değil. Her geçen gün havamızın kirlendiğini verilerle görüyoruz. Buna karşın her geçen gün doğayı katletmekten de geri kalmıyoruz. Maden ocakları, taş ocakları, çimento fabrikaları ormanlarımızı yok ederek doğayı, hayvanları, insanları tehdit ediyor. Daha fazla kar hırsı ile her geçen gün maden ocaklarının kapasite artış talepleri ile karşı karşıya kalıyoruz. Fakat bizler yaşam alanlarımızın yok olmasına hiçbir zaman göz yummayacağız. Nerede bir çevre kıyımı varsa karşısında mücadelesini de yeşerteceğiz.
Kayapa-Kuruçeşme katı atık yakma ve depolama tesisi projesi gündeme geldiğinden beri bölgede yaşayan insanlar, projenin bütün bölgeyi etkileyecek bir felaket projesi olduğunu bildiklerini hep bir ağızdan bakanlık ve şirket yetkililerine söylediler. Zaten bu çöplük projesi hiçbir yerel dinamiğin görüşü alınmadan adeta yangından mal kaçırırcasına, gizli-saklı yapılan plan değişiklikleri ile gün yüzüne çıkmıştı. Verdiğimiz mücadele sonucunda imar planlarına açılan dava halk için olumlu sonuçlanarak planlar iptal edildi. Artık talebimiz yerel yönetimlerin atık üretimini azaltıcı ve geri dönüşümü destekleyen projeler gerçekleştirmesidir. Eğer bir atık tesisi gerekli ise buna bölge halkının, akademik odaların, bilim insanlarının katılımı ile karar verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bundan beş yıl önce Taksim Gezi Parkında ağaçların kesilmesine karşı başlayan mücadele Türkiye ve Dünya mücadele tarihine geçti. Farklı birçok kesimden insanın parklarını-yaşam alanlarını savunmak ve özgürlük taleplerini yükseltmek için başlattığı direniş büyük bir baskı ve şiddet ile bastırılmaya çalışıldı. Bizler biliyoruz ki özgürlük bütün canlılar ve doğamız için gereklidir. Karşısındakini yok etmek ve sindirmek isteyen aklı reddediyoruz. Barışın ve adaletin hüküm süreceği ekolojik bir dünya için mücadeleye devam edeceğiz.
NİLÜFER KENT KONSEYİ KIRSAL ALAN ÇALIŞMA GRUBU