Dünya Su Günü`nde Tarihi Nilüfer Hatun Köprüsü`nde buluştuk
22.03.2022
14:31

Suyumuza sahip çıkmak için ve Nilüfer Çayı Temiz Aksın diye buluştuk. 22 Mart Dünya Su Günü’nde Tarihi Nilüfer Hatun Köprüsü`nde basın açıklaması düzenledik. Açıklamaya Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Neslihan Binbaş, Genel Sekreter Emre Karagöz, Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcıları, siyasi parti temsilcileri, Bursa Çevre Platformu bileşenleri katıldı. Açıklamayı Bursa Çevre Platformu adına Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy okudu.

Açıklama şöyle;

Su, sürdürülebilir kalkınma, yoksulluk ve açlığın ortadan kaldırılması için kritik öneminin yanında insani gelişme, sağlıklı ve huzurlu bir yaşam için olduğu kadar doğa ve tüm canlılar için de vazgeçilmezdir. Güvenli su ve sanitasyona sınırlı erişim, su kaynakları ve ekosistemler üzerine artan baskı, afetler, artan kuraklık ve sel riski, gibi su ile ilgili uğraşı ve mücadele alanları tüm canlıların yaşamında, insanların refahı ve kalkınma süreçlerinde artan bir öneme sahip olmaktadır. Su, Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi, 2015-2030 Sendai Afet Riskini Azaltma Çerçevesi ve 2015 Paris Anlaşması gibi son kilometre taşı anlaşmalarının merkezinde yer alan, su krizi Dünya Ekonomik Forumu tarafından üst üste üçüncü yıl için de küresel risklerin ilk 3`ünde sıralanan bir öneme sahiptir.

Yukarıda açıklanan uğraşı ve mücadele alanlarına etkili bir şekilde yanıt vermemek, önlemler almamak, sürdürülebilir su kullanımını temel alan planlar geliştirmemek hem küresel hem de ülkesel boyutta yıkıcı etkilere sahip olacaktır.

Ormanların, sulak alanların yok edilişine ek olarak artan fosil yakıt kullanımı, sanayileşme ve şehirleşmenin neden olduğu küresel ısınmaya bağlı iklimsel koşullardaki dengesizlik gelecek yıllarda ani ve aşırı yağışlara bağlı taşkınlar ile daha sık ve daha uzun kurak ve sıcak dönemler e neden olacağı son yıllarda yaşadığımız birçok insanımız mal ve can kaybına mal olan süreçler bize göstermiştir.

Küresel iklim değişikliğine bağlı doğal dengenin, geri dönüşü olmayan bir şekilde insanların da katkılarıyla hızla bozulması; su krizlerinin, kuraklığın, kıtlığın ve açlığın yaşanması açısından hem dünya hem ülkemiz hem de yaşadığımız ilimiz için çok kritik bir eşikte olduğumuzun bir göstergesidir.

Ülkemizin yıllık kişi başına düşen su miktarı olan 1400 m3/yıl ile su noksanı (yıllık kişi başına düşen suyu 2000 m3/yıl dan az) bir ülke olarak su zengini (>7000 m3) ülkeler sınıfından çok, su fakiri ülkeler sınıfına (<1000 m3/kişi yıl) yakın olduğumuz gerçeği bize her damla suyumuzu kirletmemiz, korumamız; rant değil önce canlı yaşamı diyen bir anlayışa sürdürülebilir kullanmamız gerektiğini göstermektedir.

Gerçeklerden uzak, uluslararası sermaye tekellerinin, şirketlerin karını, çıkarlarını vatandaşların ve tüm canlıların haklarından, çıkarlarından üstün gören siyasi anlayış, bir yandan küresel iklim değişikliğini derinleştiren, küresel ısınmayı körükleyen, enerji ve ekonomi politikalarını uygulamaya devam eder iken, kanunları yönetmelikleri planları yok sayan anlayışla su varlıklarının korunması ve geliştirilmesine ilişkin yatırımlar ve önlemler konusunda da yetersiz kalmaktadır.

Bu nedenle ne siyasi irade ve bakanlık ne de yerel yöneticiler su varlıklarımız hızla kirlenmeye devam eder iken Nilüfer Çayı gibi kirletilmiş olanların temizlenmesi konusunda da laftan başka hiçbir şey üretememektedirler.

Tarım ve Orman Bakanlığı‘nın ``Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği`nde Değişiklik yapılmasına Dair Yönetmeliği`` 2021 yılında yapılan bir değişiklikle su kalite sınıfı renk kodlarından ``çok kirlenmiş su``ya karşılık gelen ve ``kırmızı`` renkle ifade edilen 4. sınıf su kalitesini, ilgili tablodan çıkararak başka bir anlatımla kağıt üstünde kalite kodu değişikliği ile suların bir derece iyi 3. sınıfa yani tarımda kullanılabilir su sınıfına yükseltilmesi yukarıda yapılan açıklamayı desteklemektedir.

Nilüfer Çayı namusumuzdur diyen geçmiş dönem valisinin üzerinden 10 yıl,  BUSKİ Genel Müdürlüğünün Büyükşehir Belediyesi`nin `Sağlıklı Şehir Bursa` hedefiyle çalışmalarına hız verdiğini, 2 yıl içerisinde, Nilüfer Çayı`nın temiz akacağını ve kokunun ortadan kaldırılacağı açıklamasının üzerinden ise 8 yıl  geçmesine rağmen Nilüfer Çayı yönetmelikte yapılan değişikliğe rağmen gerçekte sulamada bile kullanılmayacak  derece de kirli ( IV. Sınıf ) akmaya devam etmektedir.  Öyle ki yaz aylarında Nilüfer Çayı`nda akan su canlı yaşamına izin vermeyecek biçimde kirli ve bütünüyle atık sulardan oluşmaktadır.

DSİ`de su ve su yönetimi konusunda yıllarını harcamış dönemin başarılı Belediye Başkanı Erdem Saker yönetiminde, Bursa Yerel Gündem 21 tarafından 6 Haziran 1998 tarihinde 24 yıl önce hazırlanan ``Mavi Nilüfer Eylem Planı`` uygulamaya koyulabilseydi Nilüfer Çayında kirlilik, koku sorunları şimdiki boyutlarda ciddi ve çözülemez sorunlara dönüşmezdi.    

Küresel iklim değişikliğine, su krizine, kuraklığa, kıtlığa, açlığa neden olanları durdurmak için, tek yolun kamuoyuna doğruları ve gerçekleri açıklayarak bilgilendirmekten, halkımızın birlik ve mücadele ruhunu yükseltmekten geçtiğini biliyoruz.

BURSA SUYUNA SAHİP ÇIKIYOR, UYARIYOR ``TEMİZ AKAN NİLÜFER ÇAYI İÇİN GÖREV ZAMANI`` sloganıyla Nilüfer Çayının pırıl-pırıl, cıvıl-cıvıl, berrak ve temiz aktığı günlere şahitlik etmiş tarihi köprüden 22 Mart Dünya Su Günü`nde bir kez daha tüm canlılar için suyun bir yaşam hakkı olduğunu, su varlıklarının kamusal varlıklar olduğunu, su hizmetlerinin de kamusal hizmet alanı olduğunu, suyun bir rant aracı yapılarak satılmaması, kirletilmemesi, şişelenmemesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.

Su, şirketlerin üzerinden kâr elde edeceği bir meta aracı olmadığı gibi devletlerin şiddet ve savaş aracı da olmamalıdır. Su, tüm canlıların hakkı olan bir yaşam kaynağıdır.

Herkesin suya ulaşmasını güvence altına alan bir gelecek ve bir yönetim anlayışını, Uludağ`ın derelerinin, pınarların çaylarının kısacası sularının özgür akmasını, şişelenerek satılmamasını, ormanlarımızın, su kaynaklarımızın ve beslenme havzalarının rant uğruna yok edilmemesini, su kaynaklarımıza, beslenme havzalarına, ormanlara zarar veren doğal varlıklarımızın kirlenmesine ve yok olmasına neden olan madencilik faaliyetlerinin durdurulmasını ve ruhsatların iptal edilmesini, yenilerine de izin verilmemesini, Nilüfer Çayı`nın için derhal acil ve ciddi önlemler alınmasını, SAĞLIKLI ÜRETİM İÇİN, SAĞLIKLI BESLENME İÇİN, SAĞLIKLI NESİLLER İÇİN, TÜM CANLILAR İÇİN,  GELECEĞİMİZ İÇİN  TEMİZ SU, KİRLETİLMEMİŞ SU, TEMİZ AKAN BİR NİLÜFER ÇAYI İSTİYORUZ DİYEREK,

Tüm yetkilileri, kamu kurum ve kuruluşlarını sadece KAMU ADINA GERÇEK GÖREVLERİNİZİ YAPIN YETER DİYOR, BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ.     

Basın açıklamasını izlemek için: https://bit.ly/3qlywrJ                                                                  

Sosyal Medya’ da bize katılmayı unutmayın !
Nilüferli olmanın ayrıcalığını yaşamak, etkinliklerimizden haberdar olmak ve üyemiz olmak isterseniz lütfen e-posta adresinizi yazınız…