Nükleere inat, yaşasın hayat!
26.04.2016
13:00

Nükleere inat, yaşasın hayat!

30 yıl önce bugün, Çernobil’de dünyanın en büyük nükleer felaketi yaşandı. Çernobil'deki nükleer felaketin izleri silinmiş değil, bölge hâlâ yaşanmaz durumda..

Nilüfer Kent Konseyi Kırsal Alan Çalışma Grubu, Çernobil Faciası'nın 30. yıl dönümünde Nilüfer Kent Konseyi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Türkiye'de yapılması planlanan nükleer santrallerde yaşanacak olası felaketlere dikkat çekti.

‘‘Amerika Birleşik Devletleri II. Dünya Savaşı’nda atom bombası ile Hiroşima’da gerçekleştirdiği saldırıyla bir anda 92 bin kişin ölümüne neden olmuş, açığa çıkan radyasyon dolayısıyla da 1950 yılından itibaren 200 bin kişi daha hayatını kaybetti. Üç gün sonra ABD bu sefer Nagasaki’ye bir plütonyum bombası atmış ve ilk anda 70 bin kişi, on binlerce insan da ilerleyen yıllarda nükleer serpinti sonucu hayatlarını kaybetti. En az bu kadar insan da nükleer sızıntılar yüzünden çeşitli hastalık ve sakatlıklarla yaşamak zorunda kaldı.
Çernobil Reaktör Kazası, bir deney sırasında meydana gelen 20. yüzyılın ilk büyük nükleer kazasıdır. Dünyayı sarsan bu olayın nedeni insani hatalar olup her nükleer santralde bu risk bulunmaktadır. Dünyada Çernobil, Fukişima gibi nükleer etkileri hâlâ devam eden felaketler birçok ülkeye ders olmasına karşın ülkemizde görmezden geliniyor. Ülkemiz de bugün Sinop’ta, Akkuyu’da, İğne Ada’da belirsiz bir nükleer felakete sürükleniyor. Bugün yaşananlardan ders almayan sistem; insanları, doğayı, tüm yaşamı “enerji ihtiyacı” ve “mutfak tüpünden daha az tehlikeli” gibi yalancı argümanlarla nükleer enerji tehlikesine sürüklüyor.
Bilindiği gibi Fukuşima Nükleer Santral kazası, bir deprem sonrası ortaya çıkmıştır. Topraklarının % 92 si deprem bölgesinde olan ülkemizde de benzeri bir felaketin yaşanmayacağına hiç kimse garanti veremez. 
Nükleer, hem çevre hem de insanlık için alınamayacak kadar büyük bir risktir. Nükleer enerji kirli, pahalı ve tehlikelidir. 
Çernobil ve Fukuşima felaketlerinden ders alan ülkeler, nükleer santrallerini kapatıyor, yeni planları iptal ediyor.
Bir nükleer santralin kurulmasına karar verildikten sonra tamamlanması ortalama 10 yıl sürüyor. Üretime başladıktan ortalama 40 yıl sonra ise artık tükendiği için yine oldukça masraflı olan kapanma ve söküm süreci başlıyor. 
Nükleer enerjinin tarihi kısmi erimelerden radyoaktif sızıntılara, atık sorunundan, uranyum madenciliğinin kirli yüzüne nükleer endüstrinin yalanlarından oluşan bir tarihtir. 
Nükleer yalanlar bugün Türkiye’nin enerji politikasını oluşturmaktadır.

Yalan-1: "Artık güvenli nükleer reaktörler yapıyorlar."
Fukuşima nükleer santralinde meydana gelen kaza, güvenli reaktörlerin bir masaldan ibaret olduğunu kanıtladı. Bu kazadan önce Japonya'nın en güvenli santralleri yaptığı iddia ediliyordu.

Yalan-2: "Ekonomik kalkınma sağlayacağız. Nükleer santraller yapılmazsa karanlıkta kalacağız."
Halkın enerji ihtiyacı rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle gibi yenilenebilir enerjilerin dengeli biçimde sisteme eklenmesiyle karşılanabilir. 
Fukuşima kazasından önce Japonya'da 54 reaktör çalışıyordu. Ülkenin elektrik ihtiyacının %30'undan fazlası nükleer santrallerden geliyordu. Kaza sonrası bütün reaktörler denetim için kapatıldı. Bir yıla yakın bir süre Japonya'da nükleer santraller çalışmazken bırakın karanlıkta kalmayı tek bir elektrik kesintisi bile olmadı. 

Yalan-3: "Tüm dünya nükleer enerji kullanıyor."
Nükleer enerjinin dünya elektrik ihtiyacını en yüksek düzeyde karşıladığı tarih 1993 olup bu rakam sadece %17 idi. 2012 yılına gelindiğinde bu oran giderek azalarak %10'a düştü. Dünyanın en büyük ekonomileri arasındaki Almanya, Çin, Hindistan ve Japonya şu anda yenilenebilir enerjilerden nükleer enerjiye oranla daha fazla elektrik elde ediyor. 
Japonya nükleer santrallerinin büyük bir kısmını kapattı.
Almanya hükümeti 7 santrali kapattı. 2022 yılı sonuna kadar nükleer enerjiden tümüyle vazgeçilmesi konusunda karar alındı.
İtalya'da nükleer santral kurulması konusu referanduma taşındı ve halkın %95'e yakını nükleere hayır dedi.
İsviçre 3 yeni nükleer reaktör planını iptal etti ve 2034 yılına kadar nükleer santrallerini kapatacağını açıkladı.
Kuveyt Başbakan yardımcısı Dr. Mohammad Al-Sabah elektrik üretmek amacıyla nükleer güce ve nükleer teknolojiye sahip olma isteklerinden vazgeçtiklerini açıkladı.

Yalan-4: "Yenilenebilir enerji pahalı, nükleer enerji ucuz."
Söküm, atık ve çevresel maliyetler hesaplandığında nükleer dünyanın en pahalı enerjisidir.

Bizler dünya tarihine adını ölümlerle yazan nükleeri istemiyoruz. Dünyada yaşamdan daha önemli hiçbir şeyin olmadığını düşünüyor ve bunu riske atmıyoruz.’’

Sosyal Medya’ da bize katılmayı unutmayın !
Nilüferli olmanın ayrıcalığını yaşamak, etkinliklerimizden haberdar olmak ve üyemiz olmak isterseniz lütfen e-posta adresinizi yazınız…